29 Kasım 2012

RÖPORTAJ KÖŞESİ: BİRSEL VARDARLI


''Takım olabildiğiniz sürece şampiyon olursunuz”

Binlerce insanı bir araya getiren her bir spor organizasyonu için “takım oyunu” denebilir mi orası bilinmez, ama onun oynadığı oyun tek başına bir takıma bedel… O, tıpkı Fenerbahçe’nin kaptanı Alex de Souzagibi aklıyla oynuyor, yani zekasını kullanarak  “ 26 m x 14 m ” içindene yapması gerektiğini çok iyi biliyor.

Dedik ya; 26 m x 14m içinde ne yapması gerektiğini bilen diye, işte o alan içinde sadece top sürmeyi, pas vermeyi değil; bunların yanına bir de dünya yıldızlarını ( Penny Taylor, Cappie Pondexter) ne zaman, nerede devreye sokacağının hesabını yapan bir oyuncu o…

O, 2005 sezonunda Migros’ta yakaladığı ivmeyi, 2006 sezonu başında sarı lacivertli formayı giyerek taçlandırdı. Her insanoğlunun olduğu gibi onun da vazgeçilmezleri var; ilki, uğruna inandığı “ 7” numarası, ikincisi de kendisine “ Birso” diye seslenilmesi.. Saha içinde olduğu sırada yüzünden eksik olmayan hırsının yanı sıra saha dışında da bir o kadar güler yüzlü olan perimiz Birsel Vardarlı....
  
Gazetemizin bu ayki konuğu Fenerbahçe ve Bayan Milli Basketbol Takımının vazgeçilmez point guard’ı Birsel Vardarlı.. Aslında Birsel ile, futbolla başladığı sportif yaşantısına basketbol ile yön vermesinden tutun da, ailesine, özel yaşantısına ve bir bayan olarak giyim kuşamına kadar konuşulacak o kadar çok şey varki... 

Merak ettiğimiz sorulardan ilki, kuşkusuz ilk akla gelen Galatasaray Medical Park ile oynanan şampiyonluk maçları... Sahadaki yönetici tavrını, bizim yanımızda da konuşturan Vardarlı; “ Takımımızda çok iyi oyuncular var ve kaliteli bir takımız. benim gibi saha içinde mücadelesinden ödün vermeyen çok sayıda oyuncumuz var. Dediğim gibi biz bir takımız. Sonuçta karşınızda oynayan Galatasaray gibi büyük bir takım, biz bunun da farkındaydık ve son maçta her şey kötüye giderken muhteşem bir geri dönüş yaptık ve şampiyonluk geldi” şeklinde sözlerini noktalarken, takım olmanın önemine de değiniyor.
  
Özellikle de “ yeni medya” kavramının ortaya çıkmasıyla yaygınlaşan, ceplerimizdeki telefonlara kadar girme başarısı gösteren Twitter,Facebook gibi sosyal paylaşım siteleri, takip edenler için önemli bir bilgi ve haber kaynağı konumunda.. Twitter veya Facebook’ta günün en çok konuşulanı olmak ya da aynı platforma buluşan milyonlarca insan tarafından konuşulmak ayrı bir meziyet olsa gerek.. İşte Birsel Vardarlıda bu platformun en çok konuşulanlarından biri(!)..

Nasıl mı?!..

Ezeli rakibi Galatasaray ile oynanan  mücadele sonrası sosyal paylaşım sitelerinde gündem konuşu olan Birsel Vardarlı’nın ağzından o akşam yaşananları dinliyoruz:

“ Çok yoğun bir sezon geçirdik. Milli takım ile Avrupa Şampiyonası’nda ikinci olduktan sonra çok fazla dinlenme şansı bulamadan yeni sezona girdik. Bu nedenle biraz zorlandım. Maç bittikten sonra anneme sarılıp ağlamam sanırım bu yorgunluktan sonraki sevinç gözyaşları olsa gerek. İyi de oldu açıkçası ailem ve kardeşlerim de oradaydı gözyaşlarımı tutamadım

Aslında herkes tarafından konuşulmayı hakeden de bir oyuncu Birsel Vardarlı, ama sosyal paylaşım siteleri hakkındaki görüşü, iyi bir sosyal paylaşım ağı kullanıcısı olduğunu doğrulamıyor. Kendisine yönelttiğimiz sosyal paylaşım siteleri hakkındaki sorumuza şöyle cevap veriyor: “Twitter kullanmıyorum. Facebook kullanıyorum ama ona da arada bir bakıyorum. Çok fazla sevdiğim şeyler değil aslında, bir ara Twitter’a girmek istedim ama sonra anında çıktım.
  
Evet, basketbol dışında çıkmak gerekirse, bugün yeryüzünde yaşanayan milyarlarca insanın futbola olan bağlılığı yadsınamaz.. Bir tarafta 50 bin,60 bin, 70 bin kişi önünde oynayan 22 futbolcu, diğer tarafta ise zaman zaman 1000 kişi, 5000 kişi ya da 10000 kişi önünde oynayan 10basketbolcu..
Fenerbahçe’nin yıldızı Birsel Vardarlı ile yaptığımız röportajımıza onun bir bayan göre iyi bir futbol oynadığını ve futbolla başlayan sportif yaşantısına nasıl oldu da basketbol ile yön verdiği sorusuyla devam ediyoruz..

Saha dışında güler yüzlü olan sporcu yine aynı samimiyetle gülüyor ve her sporcu gibi sokak arasında başlayan sıradan bir hikayesi olduğunu sözcüklerle sıralıyor. Peki, pişman olup olmadığını öğrenmek istediğimizde ise kesin ve net bir cevap veriyor: “ Hayır. ” Bunun nedenine gelince de,Türkiye’de bayan futbolunun yeteri kadar ilgi görmeyişi, deyim yerindeyse -yalnızlığı itilişi- şeklinde yakınarak açıklıyor…

Galatasaray’ı bir yıl daha şampiyonluğa hasret bırakan kupanın yanı sıra,Euroleague hakkında da konuşan Birsel Vardarlı, üst üste oynanan maçların bir sporcu için ciddi anlamda sorun teşkil ettiğini, bir sonraki maç için toparlanmanın çok zor olduğundan yakınıyor ve ekliyor: “ Tüm yorgunluğumuza rağmen yine de iyi bir final geçirdik diyebiliriz.”

En başta demiştik ya Birsel Vardarlı, takımın saha içindeki beyni, yöneticisi diye.. İşte bunun en önemli kanıtıysa, WNBA ‘nin önemli isimlerinden biri olan Cappie Pondexter.. Birsel’in taşıdığı topları,Cappie’nin rakip takıma acımadan çemberin içinden geçirmesi, Birsel Vardarlı’nın takım içindeki her bir sporcuyu iyi organize ettiğini gösterir…

2006-2007 sezonunda da Cappie Pondexter ile oynayan Birsel Vardarlı, saha içindeki hırsın, mücadelenin Cappie’de de olduğunu söylemeden de edemiyor..

Birsel Vardarlı’nın iyi bir basketçi olmasının yanı sıra, iyi bir de futbolcu olduğunu öğrendik!..
Peki, günün birinde Galatasaray ve Beşiktaş gibi takımlardan transfer teklifi gelse ne yapar diye merak ettik ve sorduk.. Yüzünden eksik etmediği gülüşüne bu sefer de esprisini dahil ederek cevap verdi: “Vallahi onlardan önce Fenerbahçe sağ olsun devamlı teklif ettiği için fazla düşünme fırsatım olmadı.”

Aslında Birsel’in bu açıklaması yerinde..  Çünkü bir futbolcu, bir basketbolcu ya da bir voleybolcu için bir üst basamağa çıkmak kariyeri adına atılmış önemli bir adımdır.

Gülüşmelerin eksik olmadığı röportajımıza Birsel Vardarlı’nın daha önceki röportajlarında “ WNBA ya da Euroleague takımlarında oynamak istiyorum” şeklindeki açıklamasıyla devam ediyoruz. Bu açıklamasını doğruluyor ama artık Fenerbahçe’yi ailesi olarak gördüğünü de söylemeden edemiyor…

Daha röportajımızın en başında Birsel için; hırslı, mücadelesi, saha içinde rahat olamayan şeklinde kelimeler kullandık ama bu özel hayatında hiç de öyle değilmiş, özellikle giyim konusunda... Bir bayan basketbolcu için topuklu ayakkabı, abiye elbise giymek eziyet olsa gerek.. Ancak Birsel, maç ve antrenman programının yoğunluğundan topuklu ayakkabı ve abiye giyinmeye pek de vakit bulamayan bir sporcu...

Son olarak başarılı guard ile konuştuğumuz şey ise; Türkiye’de oyun kurucu pozisyonunda yerli oyuncu olarak genellikle Işıl Alben ile karşılaştırılması oluyor. Rakibini küçümsemeden, bir Fenerbahçeliyeyakışacak şekilde cevap veriyor : “ Işıl’ı tanıyorum. Milli takımda da beraber oynuyoruz. O da gerçekten iyi bir oyuncu. Çok da fazla bir şey söylemek istemiyorum.”